Bir ekran sustu. Ama vicdan konuşmaya devam etti.
Tele1’e kayyım atanmasıyla birlikte sadece bir medya kurumu değil, halkın haber alma hakkı da hedef alındı. Üç haftadır süren sessizlik, aslında bir çığlıktı. Ekran yüzleri istifa etti, yöneticiler ayrıldı. Ama bu bir teslimiyet değildi. Aksine, bir direnişin başlangıcıydı.
Çünkü gerçek susmaz. Çünkü halkın sesi, bir binaya, bir frekansa, bir logoya hapsedilemez.
İktidarın basın üzerindeki baskısı artık münferit değil, sistematik. Kayyımlar, cezalar, ekran karartmalar, tutuklamalar… Bunlar sadece gazetecilere değil, kamuoyuna yöneltilmiş bir tehdittir. Merdan Yanardağ’ın tutuklanması, hukukun değil, korkunun konuştuğu bir dönemin simgesidir. Bu ülkede artık bir haberin doğruluğu değil, iktidara ne kadar rahatsızlık verdiği sorgulanıyor.
Ama susturulanlar susmadı. Mikrofonlarını bırakanlar, sözlerini bırakmadı. Ve şimdi, o ses yeniden doğuyor: Tele2Haber.
YouTube üzerinden yayın hayatına başlayan Tele2Haber, sadece bir alternatif değil, bir umut. Susturulanların, görmezden gelinenlerin, yok sayılanların sesi olmayı hedefliyor. Bu kanal, bir meydan okuma. Sansüre, baskıya, hukuksuzluğa karşı bir duruş. “Teslim olmayacağız” diyenlerin dijital kalemi, vicdanın yeni adresi.
Tele2Haber, muhalefetin sesi olmaktan öte, halkın aynası olmayı amaçlıyor. Gerçeği savunmak için, adaleti hatırlatmak için, unutturulanları yeniden anlatmak için yola çıktı. Ekranlarını kaybedenler, vicdanlarını kaybetmedi. Bu bir kanal değil sadece. Bu bir hafıza. Bu bir karanlığa karşı aydınlığın direnişi.
Ve biz, bu sesi büyütmeye devam edeceğiz. Çünkü susturulan her kelime, yankısını başka bir yerde bulur. Çünkü özgürlük, en çok susturulmak istendiğinde konuşur.