Meclis bu hafta, özellikle 11'nci yargı paketiyle tartışmalara sahne olacak. İktidarın 11’inci Yargı Paketi’ni sunarken kullandığı en güçlü argüman “güvenlik.” Ancak Özgür Özel’in kürsüde dile getireceği cümleler, Kilis mitinginde ki söylemlerini esas alırsak tersine çevirecek türden olabilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi bu hafta, sıradan bir gündemden çok daha fazlasına sahne olacak. Genel Kurul’da 11’inci Yargı Paketi tartışmaları, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kritik bakanlıkların bütçeleri ve RTÜK üyelik seçimleri var. Ancak asıl gerilim, iktidarın “reform” diye sunduğu yargı düzenlemeleri ile muhalefetin “özgürlükleri daraltan bir kıskaca” işaret eden eleştirileri arasında yaşanacak.
Reform mu, Ceza Artışı mı?
AKP'nin masaya getirdiği 11’inci Yargı Paketi, kağıt üzerinde “suçla mücadele”yi güçlendirmeyi hedefliyor. Çocukların suç örgütlerince kullanılmasına ağır cezalar, dijital suçlara yeni yaptırımlar, trafikte yol kesme ve silah atma gibi eylemlere sert karşılık… Liste uzun.
Ama muhalefet diyor ki: “Bu paket, özgürlükleri değil cezaları artırıyor. Sorunun köküne değil, semptomuna müdahale ediyor.”
Özellikle gençlerin suç örgütleri tarafından istismar edilmesi meselesi, Meclis’te hararetli tartışmalara yol açacak. İktidar, “güvenlik” kartını öne çıkarırken; muhalefet, “özgürlük ve demokrasi” kartını masaya koyacak
Ve muhalefet şu söylemle pakete karşı çıkacak:
- “Onlar güvenlik diyor, biz özgürlük diyoruz. Çünkü güvenlik adı altında kurulan duvar, aslında halkın nefesini kesen bir korku duvarıdır.”
- “Güvenlik bahanesiyle özgürlükleri daraltan her düzenleme, aslında iktidarın kendi koltuğunu güvenceye alma çabasıdır.”
- “Bu paket, suçla mücadele değil; muhalefetle mücadeledir".
İktidar artık "güvenlik" söylemi, hangi adımı atarsa atsın, halkın nezdinde "baskıyı artıran", "otoriter düzeni daha da güçlendiren" bir girişim olarak görülüyor. Bu durumu bazı metaforlarla dile getirecek olursak;
- “Adaletin terazisi artık iktidarın elinde bir sopa gibi sallanıyor. Terazi değil, tokmak gibi kullanılıyor.”
- “Bu paket, gençleri suçtan korumak için değil, özgürlükleri kafese almak için hazırlanmış.”
- “Ekonomi yanıyor, demokrasi yanıyor; iktidar ise yangını söndürmek yerine duvar örüyor.”
- Ve “Güvenlik dedikleri şey, ışıkları kapatıp halkı karanlıkta bırakmayı amaçlıyor.”
Özel'den beklenen analitik Eleştiriler
Özgür Özel’in Salı günü yapacağı grup toplantısındaki söylemi sadece duygusal değil, analitik bir zemine de oturabilir:
- Yargı Paketi’nin eksikleri: “Suçun köküne inmek yerine cezaları artırmak, hastalığı tedavi etmek yerine ateşi düşürmeye çalışmaktır.”
- Ekonomi ve güvenlik ilişkisi: “İnsanlar açken, işsizken, güvencesizken güvenlikten söz etmek, boş bir slogan üretmektir.”
- Demokrasi vurgusu: “Güvenlik, özgürlükle birlikte var olur. Özgürlüğü yok ederseniz, güvenlik sadece iktidarın kendi bekası için kurduğu bir kafes olur.”
İki Ayrı Dil, İki Ayrı Türkiye
Meclis kürsüsünde bu hafta iki ayrı dil çarpışacak:
- İktidarın dili: “Güvenlik, düzen, ceza.”
- Muhalefetin dili: “Özgürlük, demokrasi, adalet.”
Ve bu çarpışma, sadece Meclis’in duvarlarında değil, toplumun vicdanında yankılanacak. Türkiye’nin geleceği, güvenlik adı altında örülen duvarlarda değil; özgürlük için açılan kapılarda