Ne yazık ki pandeminin ardında bıraktığı psikolojik hasarı tespit edecek çalışmalar tüm dünyada yaşanan sosyal bilimler kıtlığından sebep henüz gün yüzüne çıkamadı. Lakin sonuçları hem de yakıcı sonuçları belirmeye başladı bile. Siber şiddet, akran şiddeti ve şiddetin diğer türevleri sokaklara yansıyan neticelerden biriyken kapalı kapılar ardında adeta gizli bir suç işlermişçesine yaşanan bağımlılık ve çeşitleri şimdilik görmezden geliniyor.
Kumar bağımlılığı, madde bağımlılığı bu yazının konusu olan sosyal sınıf bağlamında masum yüzüyle tehlikesini gizleyen alkol bağımlılığı… Stres atma, sosyalleşme, kutlama yani içki içmenin rasyonelleştirilmesi…
Bağımlılık bir beyin hastalığıdır.
Beyaz yakalı olmanın kendine ait sınıfsal ve kültürel kodları olduğu aşikar. Özellikle pandemi sürecinde evden çalışmayla mizahı bolca yapılan hayat tarzı, bize risk faktörlerini de hissettirmişti. Yalnızlık, stres, çözüm odaklılıktan çatlama hali, empati zehirlenmesi, geleceğinin birinin iki dudağı arasında olması ya da mobbingin yaşam biçimi olması ve her an plazasız bir nevi evsiz kalma ihtimali. Tonla işten çıkarılma haberlerinin arasında sıra bana ne zaman gelecek duygusu gerçekten aşırı tahrip edici. Ve belli bir statü ve yaş haddinden sonra iş bulmak neredeyse imkansız. Fakat masraflar devam ediyor. Hele de çocuk okutuyorsanız ve yolunuz uzunsa elinizdeki tazminat sizi nereye kadar götürür… Sonrası yine beyaz yakaya borçlu olduğumuz meşhur kavram ‘burn out ‘ olma hali. Tükenmişlik, depresyon, kaygı bozuklukları, alkolizm…
En kolay ulaşılabilir olan ve rahat kabul gören yatıştırıcı olarak alkol, bir yaşam tarzının parçası olarak servis ediliyor. Ve maskelenmiş bir bağımlılık olarak alkolizm, ‘başarılı birey’ ‘sosyal iş insanı’ gibi kisveler altında networking kültürünün maalesef karanlık yüzünü oluşturuyor. Evet her içki içen, her çok içki içen kişi bağımlı değildir. Zira bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Ve elbette tedavi gerektirir. Alkolizmse bir yaşam biçimi haline geldiğinde işlevselliğin yüksek olması bireyin yaşamsal risklerini çok daha fazla arttırır. Zira artan tolerans artık günlük bir- iki kadehle içki içme isteğini dizginlemez. Hafta içi dört beş kadeh, hafta sonu ‘binge drinking’ yani iki saat içinde litrelerce içki tüketecek parti ortamlarına sosyal ortamlara dahil olmak… Ya da evde tek başına yoğun miktarda alkolle sözüm ona kafa dinlemek…
Bay Alkol’ü Takdimimdir
Çoğu beyaz yakalı yönetici bu diziyi hatırlayacak yaştadır. Ve çoğu beyaz yakalı bahsettiğimiz şekilde kendi ruhsallığını dengelemek için içkiye sığındığının farkındadır. Bu konuda akademik araştırmalar da oldukça kısıtlıdır. Zira büyük şirket çalışanı olan beyaz yakalı erkekler ve kadınlar prestij meselesi olarak görülen bu konuda doğru veriyi sağlamadıklarını gizlemiyorlar. Olman gereken yerde olman gereken saatte olmak, aile içi sorumluluklarını sürdürmek yani ‘yüksek işlevselliğe sahip’ bir alkolizm mağduru olmak ne kadar hayat tarzı olarak ne kadar sürdürülebilir? Bir yerde pes edecek olan beden ve zihin, tüm yaşamı alkolü merkeze alarak düzenlediğimizde bizi bekleyen o makus talih elbet bir gün gerçek olacak. Alkolizm gelecek körlüğüdür. İyi hissetmek için içkinin yerine neler koyabileceğimizi her birlikte bulabiliriz. İyileştikçe daha mutlu olabilmek elimizde. Belki bir gün her beyaz yakalının hayali olan o köyde sadece güneşi batırmak için iki kadeh şarap içeriz. Sadece keyif için…