Sinsi, pervasız, hukuku ayaklar altına alan düşmanca bir kumpas ile karşı karşıyayız.
Kamuoyunun bütün dikkati İBB davası ve sözde “yolsuzluk” iddiaları üzerine yoğunlaşmış durumdayken, demokrasiye, düşünce, ifade ve basın özgürlüğüne “casusluk” kumpası ile pusu kuruluyor.
İnsanlar “bu kadar saçma şey olmaz” diyerek -ki haklılar- ilgisini başka yöne kaydırırken, “casusluk” soruşturması üzerinden, sinsice bir hesap yapılıyor.
Unutulmamalı ki, bu iftira ve kumpas ile dahası hiçbir kanıta ve mantığa dayanmayan hukuk dışı suçlama sonucu yasalar çiğnenerek Tele1’e kayyım atandı, ben tutuklandım, arkadaşlarımı susturulmak istendi. Ekrem İmamoğlu için de “yedek” bir tutuklama kararı çıkarıldı. Operasyon bu dosya üzerinden, yani “casusluk” kumpası aracılığıyla sürdürülecek. İBB davasının İmamoğlu üzerinden tutuklu olarak sürdürülmesi zor görünüyor. Buraya dikkat. Daha da önemlisi, Tele1’e kayyım atanmasının ve benim tutuklanma gerekçem, “2019 seçimlerinin manipüle edilmesi” gibi saçma sapan dayanaksız ve kanıtsız bir iddia.
Öncelikle böyle bir suç yok. TCK328. madde devletin gizli kalması gereken bir belgesinin casusluk amacıyla el ele geçirmek ve çıkar karşılığında yabancı bir devlete vermek olarak tanımlıyor. Burada, hangi gizli belgenin ele geçirilerek 2019 yerel seçimlerinin manipüle edilmesi için yabancı bir devlet adına kullanıldığı, Tele1 ve benim bunu nasıl yaptığımız hiçbir şekilde ortaya konulmuyor. Sadece ileri sürülüyor. Yani, akıl dışı bir saçmalık gibi görünebilir, ama 2019 seçimlerinin sonuçlarına (Ekrem Bey’in sekiz 830 bin fark atarak kazandığı seçimi) iptal etmek gibi bir hesap yapılıyor.
35 yıllık diplomayı iptal edenler, geriye dönük olarak (zaman aşımı kuralın da ihlal ederek) seçimi de iptal edebilirler. En azından bunun için bir gerekçe hazırlamaya çalışıyorlar. Dosya dikkatle incelenirse talebine el koyma (kayyım atama) gerekçesine yakından bakılırsa kumpasın derinliği görülecektir.
Bir düşman hukuku, daha doğru bir ifade ile bir Nazi hukuk anlayışı ile karşı karşıyayız.
İktidarın manipülasyonu ile siyasal ve ideolojik kararlar vererek devleti ve toplumu yeniden şekillendirmek için yasaları ve anayasayı çiğneyen bazı mahkemelerle karşı karşıyayız.
Siyasi tercihlerimiz suç sayılıyor. Bu nedenle gazeteci arkadaşlarımızın, basın meslek örgütlerinin, başta CHP olmak üzere sol ve demokratik partilerinin, Ekrem İmamoğlu ve ekibinin dikkatini çekmek isterim. Bu saçmalık ötesi kumpas konusunda, kamuoyunu uyarmak, toplumsal muhalefetin dikkatini konuya yöneltmek, halkı hazırlamak ve nihayet güçlü bir tepkiyi ortaya koymak için harekete geçmek gerekiyor.
Nazi propaganda Bakanı Gobbels’in taktiklerini sinsice uygulamaya çalışan bir güçle karşı karşıyayız.
Pusuya dikkat!





