İstanbul'un Kadıköy ilçesinde bulunan Kozyatağı’nda Anıtlar Kurulu tarafından tescillenen ağaçların hukuksuz bir şekilde kesildiği ortaya çıktı. Mahalle halkı durumu fark edip örgütlü bir şekilde duruma tepki göstermişti. Kurumuş bazı ağaçların kesilmesi ve dört anıt ağacın taşınması için sınırlı izin verilmesine rağmen, firmanın verilen yetkiyi aşarak daha fazla ağacı kesti. En dikkat çeken nokta ise bunu hiçbir belediye ruhsatı olmadan yaptı. Mahalle halkı kalan asırlık ağaçları korumaya çalışıyor.
Tahribatın ardından bir araya gelen mahalle halkı, “Çınaraltı Savunması” adıyla bir dayanışma hattı kurdu.Dün Kadıköy Belediyesi önünde açıklama yapan bölge Çınaraltı Savunma hattı, “Akbelen’den Çınaraltı’na kadar direniyoruz” sloganı attı.
DÖRT ÇINARIN EN KÜÇÜĞÜ 350, EN BÜYÜĞÜ 500 YAŞINDA
Yapılan açıklamada, Kozyatağı’nın kültürel, doğal ve tarihsel yapısında büyük yeri olan çınarların bugün ciddi bir tehdit altında olduğu belirtildi ve “1992’de anıt ağaç olarak tescillenen dört çınarın en küçüğü 350, en büyüğü 500 yaşında. Bu ağaçlar, yalnızca birer gövde değil Kozyatağı’nın hafızasıdır" sözlerine yer verildi.
Tarihsel olarak Evliya Çelebi’nin “mesire güzergâhı” olarak tarif ettiği yolların yakınında bulunan ve Osmanlı döneminde gölgelik ve yönlendirme amacıyla kervan yollarının kenarına dikilen bu ağaçlar şimdi kesiliyor.
Mahalleli, yüzlerce yıl önce aynı yoldan geçen insanların gördüğü çınarların bugün hâlâ ayakta olduğunu belirterek, “Bu ağaçlar yaşayan tarihimizdir” dedi.
FATİH DÖNEMİNDEN KALMA
Yaşam savunucuları, Kozyatağı’nın eski su yollarına dair hafızanın da çınarlar sayesinde korunduğunu söyledi. Mahallelilerin açıklamalarına göre; Rumlardan kalan Ayazma’dan çıkan suyun künklerle çınarların altındaki havuzda toplandığı, oradan da çeşmelere, bahçelere ve denize ulaşan dereye dağıldığı dahası Fatih döneminden bu yana günümüze kadar geldiği söyleniyor. Çınarlar, bu kadim su sisteminin de yaşayan tanıklarıdır” dediler.
EN DEĞERLİ HAZİNEMİZ VE BIRAKACAĞIMIZ MİRAS AĞAÇLARIMIZ
Çınaraltı Savunması çağrı yaptı “Kozyatağı’nın asırlık çınarlarını korumak yalnızca birkaç çevrecinin değil, bu mahallede yaşayan herkesin sorumluluğudur. Bu ağaçlar en değerli doğal hazinemizdir ve geleceğe bırakacağımız mirastır.” dedi.
Çınaraltı Savunması taleplerini şu şekilde sıraladı:
Asırlık çınarlar için düzenli ve bilimsel sağlık kontrolleri yapılması.
Kök bölgesinin araç, kazı ve yapı baskısından korunması için koruma alanları oluşturulması.
Budama işlemlerinin yalnızca uzman arboristler tarafından doğru tekniklerle yapılması.
Hastalık ve zararlılara karşı çevre dostu koruma programlarının uygulanması.
İnşaat ve altyapı çalışmalarında koruyucu bariyer sistemlerinin zorunlu hale getirilmesi.
Kriton Curi Parkı örneğinde olduğu gibi, alanın tamamen kamu yararına açık ve doğaya uyumlu biçimde düzenlenmesi.
Ağaçların “Anıt Ağaç” statüsünü belirten tabelaların asılması.
Alandaki genç iki Macar Meşesi ağacının koruma altına alınması ve zarar verebilecek temasların engellenmesi.
Kuruyan iki çınarın rehabilite edilerek alanda muhafaza edilmesi.
Mahalle halkının bilinçlendirilmesi ve sürece aktif katılımının sağlanması.
Kozyatağı Çınaraltı Savunması
BASIN AÇIKLAMASI
Kozyatağı’nın Asırlık Çınarlarını Korumak için Buradayız Kozyatağı’nın hafızasında, kültüründe ve doğal dokusunda büyük bir yere sahip olan asırlık çınar ağaçları bugün ciddi tehditlerle karşı karşıyadır. 1992 yılında anıt ağaç olarak tescili yapılan 4 ağacın en küçüğü 350 en büyüğü yaklaşık 500 yaşındadır. Bizler, bölgenin doğal mirasını korumak amacıyla bir araya gelen Kozyatağı Çınaraltı Savunması olarak, kamuoyuna ve yetkili kurumlara önemli bir çağrı yapıyoruz.
Kozyatağı, 15. ve 16. yüzyıllardan itibaren bağ-bahçe düzeni, yazlık konaklar ve küçük çiftlikler ile bilinen bir bölgedir.
Bölgede dikilen çınarların çoğu:
• Evliya Çelebi’nin “mesire güzergâhı” olarak bahsettiği güzergâhlara yakın,
• Kervan ve yol kenarlarına gölge sağlaması için dikilmiş,
• Derbent ve geçiş yolları üzerinde yönlendirme amaçlı kullanılmıştır.
Bu nedenle Kozyatağı’ndaki yaşlı çınarlar, kadim yolların ve eski Osmanlı köy dokusunun izlerini taşır.
Çınarlar genellikle su kaynakları yanına dikildiğinden:
• Eski çeşmeler,
• Doğal kaynaklar,
• Tarihi su yolları gibi yapılarla ilişkilidir.
Kozyatağı’nın geçmişindeki bazı su noktalarının izi bugün sadece bu yaşlı çınarlar sayesinde hatırlanmaktadır.
Hatıralarından yararlandığımız İdris Gürbak’ın anlatımında “Çınarların kuzeyinde, mevcut haliyle Ziraat Bankası lojmanlarının bulunduğu arazi; Rumlardan kalma Ayazma’ydı. “Ayazma” pınar manasına kullanılıyordu. Bu ayazmadan çıkan su, künklerle çınarların altındaki havuzda toplanırdı. Havuzdan üç kol halinde çıkan suyun bir kolu, bahsi geçen çeşmeye akardı. İkinci kolu Mehmet Çavuş Camii’nin bulunduğu yerde bulunan bahçeyi sular, üçüncü kolu ise Mehmet Çavuş ve Abdulhalim Camiilerinin doğu sınırını takip ederek denize kadar ulaşan dereye akardı. Su aslen Kozyatağı mahallesinin olup, Fatih döneminden buyana mahallenin istifadesi için halen akmaktadır.”
Kozyatağı; Kadıköy—Küçükyalı—Bostancı hattını Karayolları tarihinin erken dönemlerinde birbirine bağlayan eski bir geçiş bölgesidir.
O dönemlerde:
• Yol kenarlarına gölge ve yönlendirme için çınarlar dikilirdi.
• Bu ağaçların çoğu bugün hâlâ ayaktadır.
Yani bugün Kozyatağı’nda gördüğünüz bazı çınarlar, yüzlerce yıl önce aynı yoldan geçen insanların gördüğü ağaçların kendileridir. Yaklaşık 5 asırın hatıralarını hafızalarında taşımaktadır.
Hatıralarından yararlandığımız İdris Gürbak’ın anlatımında “Çınaraltında bulunan Namazgah büyüklerimizin ifadesine göre, Fatih Sultan Mehmet’in akıncıları tarafından kurulmuştur. Namazgah duvarının kıble tarafında, gürül gürül akan bir çeşme vardı. Çeşmenin; geniş, derin ve büyükçe mermerden yapılmış, değirmene gelenlerin hayvanlarını suladıkları yalağı mevcuttu. Çınarların karşısındaki mazotlu un değirmeni 1940 yılına kadar çalışmış, 1940’lı yıllarda hurda vaziyete gelmiştir.
Yalak ayrıca, yaz aylarında meyvelerin ve ayranların soğutulması için kullanılırdı.Çeşmenin yalağı blok mermerden yapılmıştı. Yalak, çınarların bitişiğindeki binanın giriş kapısının önündeki dolgu kısmın altında kalmıştır. Çeşmenin kitabesi ise hayli büyük olup, Sabancı ailesine ait Atlı Köşkte sergilenmektedir.
“Abdulhalim Camii çok küçük olduğu için teravih namazlarını çınarların altındaki tarihi namazgahta kılınır, namazgahın aydınlatılması için çınar dallarına sekiz ile on arasında gazlı gemici feneri asılırdı.” Namazgah taşı olduğu sanılan bir mezar taşı daha önce yapılan çalışmalar sırasında günyüzüne çıkartılmış Eski Muhtarımız Erdoğan beyin himayesinde muhafaza edilmektedir.
“Namazgah mahallinde ramazan ayında teravih sonrasında, Karagöz Hacivat oynatılırdı.”
Adalardan gelen Rum ve Yahudi cemaati mensupları, kendi kültürlerine uygun müzik ziyafeti verirlerdi.”
Bir rivayete göre Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu” romanını yazarken Çınaraltında vakit geçirdiği söylenir.
Asırlık çınarlar sadece birer ağaç değil; yaşayan tarih ve mahallemizin doğal anıtlarıdır. Ancak kontrolsüz inşaat faaliyetleri, yanlış budamalar, kök baskısı, çevresel kirlilik ve yetersiz bakım nedeniyle risk altındadırlar.
Çağrımız
Kozyatağı’nın asırlık çınarlarını korumak; yalnızca çevre gönüllülerinin değil, bu mahallede yaşayan ve Kadıköy’ü İstanbul’u seven herkesin sorumluluğudur. Kozyatağı Çınaraltı Savunması olarak, tüm yetkilileri ve halkı bu çabayı desteklemeye davet ediyoruz.
Son Söz Asırlık çınarlar bizimle birlikte yaşayan canlı komşularımızdır. En değerli doğal hazinemizdir. Onları korumak geleceğe bırakacağımız en değerli miraslardan biridir.




