Ayasofya Camii’nde başlatılan restorasyon çalışmaları sırasında, tarihi binanın içine yüksek tonajlı kamyonlar sokulduğu iddiaları sosyal medyada gündem oldu. Neredeyse 1.500 yıllık geçmişe sahip olan Ayasofya, daha güvenli ve düzenli bir yapıya kavuşması amacıyla kapsamlı restorasyon sürecine girmişti.
BAKAN ERSOY: RESTORASYON DEVAM EDİYOR
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Nisan ayında yaptığı paylaşımda, “1486 yıllık Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde, ibadete ara vermeden restorasyon ve güçlendirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ana kubbe de tarihinin en geniş ve en kapsamlı restorasyon sürecine alınıyor. Kubbe depreme karşı daha dayanıklı hale getirilecek, yapının özgün hali titizlikle korunacak” ifadelerini kullanmıştı. Çalışmalar, binanın hem iç hem de dış kısmında eş zamanlı olarak yürütülüyor.
TARİHİ ZEMİNDE KAMYON KULLANIMI TEPKİ ÇEKTİ
Restorasyon sırasında ortaya çıkan görüntüler, yüksek tonajlı kamyonların caminin içine girdiğini ve tarihi zeminde kullanıldığını gösterdi. Yapının İmparator Kapısı olarak bilinen girişinde vinçlerle yapılan çalışmalar da sosyal medyada tartışmalara yol açtı. Ayasofya’nın altından ve çevresinden yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda kanal ve geçitler bulunuyor.
VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN AÇIKLAMA
Kamuoyunda yaşanan tartışmalar üzerine, Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkilileri iddiaları yalanlayarak sürecin tamamen kontrollü ve bilimsel raporlar doğrultusunda yürütüldüğünü vurguladı. Yetkililer, restorasyon çalışmalarının Koruma Kurulu kararları ve statik analizler çerçevesinde, tarihi yapıya zarar vermeyecek şekilde adım adım uygulandığını açıkladı.
Ayasofya restorasyonunda, hem tarihe sahip çıkma hem de yapının dayanıklılığını artırma amacıyla yürütülen çalışmaların kontrollü bir şekilde devam ettiği ifade edildi.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün açıklamasının tamamı şu şekilde:
"Yaklaşık 15 asırdır ayakta olan ve tarih boyunca üç kez yıkıma uğrayıp yeniden ayağa kalkan Ayasofya-i Kebir Camisi’nde yürütülen çalışmaların, yapının gelecek nesillere en doğru ve sağlam şekilde aktarılmasını amaçladığı belirtildi. Çalışmalar Vakıflar Genel Müdürlüğü yönetiminde sürüyor.
İkinci Etap Restorasyon Deprem Güvenliğine Odaklanıyor
2023 yılında başlayan ikinci etap restorasyon çalışmaları, Ayasofya’nın deprem güvenliği üzerine yoğunlaşıyor. Bu kapsamda ana kubbenin dış yüzeyindeki kurşun kaplamalar yenilenirken, yapının mevsimsel koşullardan etkilenmemesi ve iç yüzeydeki mozaiklerin zarar görmemesi için kubbenin geçici bir çelik konstrüksiyonla kapatılmasına Bilim Heyeti ve Koruma Kurulu tarafından karar verildi.
Çelik Konstrüksiyon ve İş Makineleri Kontrol Altında
Geçici çelik konstrüksiyonu taşıyacak 43,5 metre yüksekliğinde dört ana kolonun, ibadeti engellemeyecek biçimde cami içerisinde inşa edilmesi yine bilim kurulunun onayıyla planlandı. Bu kolonları ve 43,5 metrelik sistemi taşıyacak çelik malzemelerin taşınması için iş makinesi kullanımının zorunlu olduğu tespit edildi ve yapının batı yönünden sınırlı bir giriş güzergâhı oluşturuldu.
Özel Platform ile Zemin Korunuyor
Bu süreç nedeniyle kamuoyunda “Ayasofya’ya kamyon sokuldu” başlığıyla yer alan araçların, gelişi güzel veya tarihi zemine zarar verecek bir biçimde içeri alınmadığı; aksine yaklaşık bir yıl süren hazırlık çalışmaları sonunda oluşturulan özel platform üzerinden kontrollü bir şekilde hareket ettiği vurgulandı. Çalışmalar kapsamında olası tüm sabit ve hareketli yüklerin statik hesapları, zemin sınıfı testleri, zemin yükleme testleri ve georadar taramaları gerçekleştirildi.
Zemin taşıma kapasitesi metrekare başına 25 ton olarak hesaplandı, koruma amacıyla metrekare başına 30 ton taşıyabilen bir sistem inşa edildi. Kullanılacak en büyük aracın 45 ton ağırlığında olduğu, ancak bu ağırlığın metrekareye düşen kısmının yalnızca 6 ton olduğu belirtildi. Hazırlanan özel zemin, bu yükü güvenle taşıyacak şekilde tasarlandı.
Batı Avlusu ve Harim Bölümü İçin Kontrollü Hazırlık
Caminin batı avlusu girişinden harim bölümüne kadar tüm güzergâha prekastlar, ahşap elemanlar ve çelik platform yerleştirildi. Mermer zeminlerin korunması bu sayede sağlandı. Harimde mevcut mermer döşemeler belgelenerek kontrol edildi; iç mekânda georadar taraması ve zemin sınıfı testi yapıldı.
Tarihi Yapıya Zarar Yok
Ardından iş makinelerinin hareket edeceği alanda yükün yayılmasını ve mermerlerin zarar görmemesini sağlayan çok katmanlı geçici döşeme sistemi kuruldu: buhar geçişine izin veren örtü, keçe, kum, 18 mm kontra, 10x10 cm ahşap karkas, karkaslar arasına xps levha, karkasların üzerine ses önleyen şilte ve en üst katmana baklava sac uygulanarak zemin tamamen korumaya alındı. İş makinelerinin egzoz dumanının yayılmaması için de duman emici cihazlar kullanılıyor.
Yetkililer, Ayasofya’da yürütülen hiçbir çalışmanın tarihi yapıya zarar vermediğini, tüm uygulamaların uluslararası koruma ilkeleri, bilimsel raporlar ve uzman heyet kararlarıyla yürütüldüğünü vurguladı."
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi:
Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya hesaplarında, Ayasofya-i Kebir Camii’ndeki restorasyon çalışmalarına ilişkin “zeminin tahrip edildiği” ve “iş makineleriyle yapıya zarar verildiği” şeklinde paylaşılan iddialar dezenformasyon içermektedir.