Asgari ücrete yapılan yüzde 27’lik zamla birlikte ücret 22 bin liradan 28 bin 75 TL’ye yükseldi. Vatandaşlar, yapılan artışın temel ihtiyaçları karşılamaya yetmediğini, maaşların zamlarla birlikte kısa sürede eriyeceğini ifade etti.
Sokakta konuşan vatandaşların ortak vurgusu, “geçinemiyoruz” oldu.
“Akbil basmamak için kilometrelerce yürüyorum”
Kendini 'vatanını seven biri' olarak tanımladığını belirten bir emekli kadın, aldığı maaşla geçinmenin mümkün olmadığını söyleyerek yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“Vallahi bu fiyatla bu parayla geçinmek mümkün değil. Kendileri bu rakamlarla geçinsinler, ondan sonra konuşsunlar. Bu yapılan zamla geçinmek çok zor. Ben ta nereden nereye yürüyorum akbil basmayayım diye. Üç tane arabayla gidiyorum. Üç tane arabayla geliyorum. Sabah mecbur gittim yetişeyim diye ama şimdi dönüşü akbil basmamak için mecbur yürüyorum. 2-3 kilometrelik yolu yürüyerek gidiyorum. Ben emekliyim ama asgari ücretin altında benim maaşım. Önce bir kendileri bu maaşlarla geçinmeye çalışsınlar. Vallahi bu baştakilerin yaptığını hiç tasvip etmiyorum. Çok ayıp ediyorlar vatandaşına. Vatandaş senin kendi vatandaşın. Niye bu insanlara böyle yapıyorlar. Bilmiyorlarsa, bıraksınlar, gitsinler. Bilenler gelsinler. İmamoğlu’na da yapılanları çok ayıp buluyorum. Yaptıkları çok yanlış. Bu yanlıştan dönsünler, gittikleri yol, yol değil. Bir de lütfen zeytinliklere dokunmayın. Bizim yer üstü zenginliklerimiz inanın yer altından çok daha fazla. Memleketimiz altın ya. Yer üstümüz altın. Lütfen ülkemizin kıymetini bilelim” ifadelerini kullandı.
“28 bin liraya tavuk boynu alabiliriz”
Asgari ücretle valelik yapan Fatih Kurt ise mevcut gelirle temel giderlerini dahi karşılayamadığını belirterek, “Asgari ücretle geçinmek çok zor olacak. Çünkü şu anda 22 bin lira maaş alıyoruz. Evimin kirası, elektriğim, suyum, doğal gazım, faturalarım hiçbirini karşılayamıyorum. Çift iş yapmak zorunda kalıyorum. Eşim de çalıştığı halde evime hiçbir şey alamıyorum. Günlük masrafım 700-800 lira. Ne elbise alabiliyorum, ne de evime sebze, meyve, et. Hiçbir şey alamıyorum, çok zor. 28 bin liraya sadece tavuk boynu alabiliriz. Ya da tavuğun ciğeri. Başka hiçbir şey alamayız. Kanadını geçtim, butunu geçtim. Sadece tavuk boynu patates, havuç, soğan koy, al sana yemek. 28 bin liraya bu olur. Başka hiçbir şey olamaz” dedi.
“Enflasyon düşmezse kimse yaşayamaz”
Nizamettin isimli vatandaş ise sorunun maaş artışıyla çözülemeyeceğini belirterek, “Enflasyon var ya enflasyonun sıfıra düşmesi lazım. Düşmezse bu hayatta kimse yaşayamaz. Çünkü asgariye zam yapılsa da her şeye zam gelecek ve değişen bir şey olmayacak. Değişen bir şey yok” diye konuştu.
“Asgari ücret 50 binin altında olmamalı”
Esra Aydemir de sistemin gerçek hayatla örtüşmediğini ifade ederek, “Sistemi kuran insanlar açıkçası insanların neye ne harcadığından haberi yok sanırım. Çünkü ev kirasıyla geçinen insanlar, mutfak masrafı, doğal gaz masrafıyla bir kere eksiye geçiyor. Asgari ücretin 50 binin altında olmaması lazım. Benim evim var ama evim olmasaydı gerçekten hayatım olmazdı. Gerçekten geçinemezdim. Aç kalırdık. Yazık, sistemin değişmesi lazım” ifadelerini kullandı.
“Gençler sigortasız asgari ücrete razı bırakılıyor”
Üniversite 1’inci sınıf öğrencisi Ahmet Deniz Özsüllü, asgari ücret artışının bir karşılığı olmadığını belirterek, "Asgari ücretin 28 bin lira olması pek bir işe yaramıyor açıkçası. Zaten 22’den 28’e çok da değişen bir şey olmadı. O zamlar yeni yılda bizi zarara sokacak. İş arıyorum. Bulduğum işlerde de asgari ücreti bile anca teklif ediyorlar. O da sigortasız işler oluyor genelde. En az 35 bin lira olması lazım ama 35 bin lira olsa bile diğer her şeye gelen zamlarla o para da eriyecekti. Böyle her sene daha kötü bir kısır döngüyle gidiyoruz” dedi.
“Ev giderim yok ama yine de yetmiyor”
Eylem Ağır ise ailesiyle yaşadığını, buna rağmen maaşının yeterli olmadığını şöyle anlattı:
“Şu an ben kendim için çalışıyorum sadece düşünün. Hiçbir ev giderim yok. Bunların hepsini karşılayan annem ve babam. 26 yaşında olmama rağmen. Onun dışında eve bir katkım yok. Sadece eğlence ve bir şekilde sosyal olarak kendimizi gerçekleştirmek ya da psikolojik olarak kendimizi iyi hissetmek adına yaptığım giderlere maaşım yetmiyor. Bunlara bile maaşım yetmiyor. Akşam ben işten çıktıktan sonra eve gidene kadar bir buçuk saat beklemek istemiyorum mesela. Evde yemek istemiyorum ve bir yere oturup yemek yediğimde geçinebilmek için cidden kötü yerlerde yemeniz lazım. Zaten o konulara hiç girmiyorum. Çok cüzi miktarlara satılan yerlerden yersek tamamen sağlığımızı da unutmamız gerekir. Sağlığımızı düşünüp ortalama bir yerde, iyi bir yer demiyorum çünkü iyi yerlerde belki maaşımın yarısı gidecek belki sadece ortalama bir yerde yediğimde bile bu ayda dört beş kere tekrarlanırsa çok ciddi param cebimden azalıyor”
“Ne emekli maaşı ne asgari ücret yeterli”
Gönül İkiz de ekonomik tabloya tepki göstererek, “Berbat durumdayız. Hükümetin yaptığı bir şey. Ne emekli maaşları doğru dürüst ne asgari ücret. İnsanlara sürünün diyorlar. Ayaklansak hapse atılıyoruz. Adalet yok, hiçbir şey yok” dedi.
İlknur Sayar ise zamların kısa sürede etkisini yitireceğini belirterek, “Asgari ücretle geçinmek zor. Türkiye şartlarında acayip zor. Çünkü her şeye zam gelecek. Asgariye yapılan zam bir hiç olacak. Yani yine 22 bin gibi hissedeceğiz” ifadelerini kullandı.
Neslihan Yılmaz da özellikle çocuklu ve kirada yaşayan ailelere dikkat çekerek, “Bir katkısı olabilmesi için zamlar artarken asgari ücretin en az 40 bin lira olması lazım. Bir sürü çocuklu aileler var. Onlar nasıl geçinecek? Kirada oturanlar var. Bence 40-45 bin olmalı” dedi.
Halk, yapılan yüzde 27’lik zammın hayat pahalılığı karşısında yetersiz kaldığını vurgulayarak, geçim koşullarında gerçek bir iyileşme için ekonomik politikalarda köklü bir değişiklik gerektiğini dile getirdi.