Türkiye'nin birçok şehrinde musluklar hala akıyor diye sorun yok sanıyoruz. Ancak baraj göstergeleri başka bir hikaye anlatıyor. Yağışlar yetersiz kalınca depolar dolmuyor, buharlaşma artınca biriken su daha hızlı eksiliyor, şehir tüketimi aynı hızla devam ettikçe kritik eşik yaklaşıyor.
Birleşmiş Milletler raporlarına göre Türkiye su stresi yaşayan ülke konumundan 2030'da su fakiri kategorisine geçme riskiyle karşı karşıya. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1700 metreküpün altında kalırsa su stresi, 1000 metreküpün altına düşerse su fakiri ülke olunuyor.
WWF-Türkiye (World Wide Fund for Nature) verilerine göre artan nüfusla birlikte kişi başına düşen su miktarı 2030'da 1200 metreküpe, 2040'da 1116 metreküpe, 2050'de 1069 metreküpe düşebilir. Bu rakamlar Türkiye'nin su kıtlığı çeken ülke durumuna geleceğini gösteriyor.
WWF raporları Konya Havzası, Tuz Gölü çevresi ve Güneydoğu Anadolu'nun güneyi gibi yarı kurak bölgeleri kalıcı kuraklığa yatkın olarak gösteriyor.
2025 yılı en kurak yıllardan biri olarak kaydedildi, yağışlar yüzde 10-20 azaldı, barajlar son 65 yılın en düşük seviyelerine indi. MGM’nin 2025 Su Yılı Raporu’na göre yağışlar normallerin %26 altında kaldı, sonuç olarak bu tablo barajları yeni su yılına zayıf soktu. İklim değişikliği özellikle Marmara Bölgesi'ni sert vurmaya devam ediyor, mevsim normallerinin dışında seyreden hava sıcaklıkları buharlaşmayı hızlandırıyor.
Bu dosyada, şehirlerin su idarelerinin resmi olarak yayımladığı en güncel oranları bir araya getirdik. Bazı veriler günlük, bazılarında haftalık veya aylık güncelleniyor. Her satırda son ölçüm tarihi belirtilmiştir.
İl bazındaki sıralamalar ana içme suyu kaynaklarında görülen doluluk oranlarının düşüklüğü ve şehirlerin su arzındaki kırılganlık dikkate alınarak hazırlanmıştır.
EN KRİTİK ŞEHİRLER
1) Bursa (KRİTİK EŞİK ALTI)
Ortalama doluluk yüzde 0.54 (Doğancı ve Nilüfer)
Tarih: Kasım 2025
Barajlar sıfır seviyesine kadar düştü.
2) Tekirdağ (KRİTİK EŞİK ALTI)
Naip Barajı yüzde 1'in altına düştü.
Tarih: 14 Aralık 2025
3) İzmir (KRİTİK EŞİK ALTI)
Tahtalı Barajı yüzde 0.97
Tarih: 6 Aralık 2025
Geçen yıl aynı dönemde yüzde 11.14'tü, su miktarı büyük oranda düştü.
4) Ankara (KRİTİK EŞİK ALTI)
Aktif kullanılabilir su yüzde 1.48 (toplam doluluk yüzde 12.79)
Tarih: 16 Aralık 2025
Ölü hacim etkisiyle pratikte şehir şebekesine çevrilebilen su çok düşük.
5) Kocaeli (KRİTİK EŞİK ALTI)
Yuvacık Barajı yüzde 3.0
Tarih: 15 Aralık 2025
6) Konya (KRİTİK EŞİK ALTI)
Altınapa yüzde 6, Bağbaşı yüzde 13
Tarih: 9 Aralık 2025
Havzada tarımda aşırı su kullanımı öne çıkıyor.
7) Hatay (KRİTİK EŞİK ALTI)
Karaçay %6,32, Yayladağı %9,30
Tarih: 8 Aralık 2025
8) Balıkesir (KRİTİK EŞİK ALTI)
İkizcetepeler Barajı yüzde 9.16
Tarih: 16 Aralık 2025
9) Sakarya (KRİTİK EŞİK ALTINDA, göl seviyesi)
Sapanca Gölü 28.54 metre (tarihin en düşük seviyesi)
Tarih: 15 Aralık 2025
10) İstanbul (YÜKSEK RİSK)
Ortalama baraj doluluğu yüzde 17.83
Tarih: 16 Aralık 2025
Son 10 yılın en düşük seviyesi. Ömerli yüzde 15.2, Kazandere ve Pabuçdere yüzde 3'ün altına indi.
ŞİMDİLİK DURUMU “GÖRECE İYİ” SAYILABİLECEK 3 ŞEHİR
1) Muğla (Marmaris)
Mumcular Barajı yüzde 92
Tarih: 13 Kasım 2025 (Aralık'ta yağışlarla yüzde 100'e yaklaştı)
2) Adana
Genel baraj doluluğu yüzde 65.02
Tarih: 16 Aralık 2025
3) Samsun
Çakmak Barajı yüzde 52.95
Tarih: 16 Aralık 2025
SIRALAMALARDAKİ YÜZDELER “GERÇEKTE” NE ANLAMA GELİYOR?
Toplam doluluk her zaman yanıltır. Bazı barajlarda dipteki tortu kısım teknik olarak kullanılamaz. Bu yüzden bazı su idareleri aktif doluluk verir. Bu pratikte şehir şebekesine çevrilebilen suyu daha net gösterir. Şehrin tüketimi yüksekse yüzdedeki küçük bir düşüş dahi haftalar düzeyinde fark yaratır. Örneğin Ankara'da toplam yüzde 12.79 ancak aktif olarak sadece yüzde 1.48.
BM raporları Türkiye topraklarının yüzde 80'inin yüksek çölleşme riski altında olduğunu gösteriyor. Yalancı bahar etkisiyle erken çiçeklenme görülüyor, tarım sulaması suyun yüzde 70'ini tüketiyor.
UZMANLARIN VE KURUMLARIN ORTAK MESAJI: “TÜKETİMİ HEMEN DÜŞÜRÜN”
İstanbul'da tabloyu değerlendiren uzmanlar yağış gelmezse su tüketiminin ciddi biçimde azaltılması gerektiğini belirtiyor. Hatta tüketimin radikal biçimde kısıtlanması gündemde.
İzmir'de kuraklığın artık ‘olağan bir dalga’ değil ‘afet statüsü’nde okunması gerektiği üzerinde duruluyor. Uzmanlar küçük görünen tasarrufların bile kritik düşüşte yağışlar oluncaya kadar zaman kazandıracağını anlatıyor.
WWF raporları su miktarıyla nüfusun oransal dağılımı arasındaki eşitsizliği vurguluyor. Çözüm olarak kademeli su ücreti, modern sulama, yağmur hasadı ve atık suyun geri dönüşümü öneriliyor.
BUGÜNDEN İTİBAREN BUNLAR YASAKMIŞ GİBİ DÜŞÜNÜN
Duş: Süreyi kısaltın, şakır şukur uzun duşlar riski artırıyor.
Araba: Yıkamayın. Hele hortumla yıkama bir günlük suyun tamamını kullanmak demek. Bahçe: Sulamayın. Kış mevsiminin yaşandığı günlerde dahi buharlaşma kaybı var, üstelik önümüzde daha da zor aylar olabilir, yağışlar beklenen düzeyde gerçekleşmeyebilir.
Musluk: Diş fırçalarken ve tıraş olurken kapatın. Boşa akan her dakika her litre musluklardan akan suyun son bulma süresini hızlandırır.
Çamaşır: Yarım yük çalıştırmayın. Az kirli bahanesi suyu geri getirmiyor.
Bulaşık: Makineyi tam dolmadan açmayın. Elde yıkamada suyu açık bırakmayın.
Sızıntı: Damlatan musluğu ertelemeyin. Küçük kaçaklar sürekli kayıptır. Atasözünü hatırlayın.
Temizlik: Balkon, kaldırım, halı yıkamasını durdurun. Bu dönem gösteriş değil idare dönemi.
Vana: Ev girişindeki vanayı hafifçe kısarak suyun akış hızını düşürün. Bu basit ayar, tüm musluklarda “fark ettirmeden” tasarruf sağlar.
Halihazırda bugün bazı şehirlerde musluklardan su hala akıyor olabilir. Ancak baraj rakamları şunu söylüyor:
Su, şehirlerde “alışkanlıkla” tüketilmeye devam edilirse, yarın “kısıtlamayla” yönetilecek.