Haber

Kaybolan eşini ararken katiliyle konuşmuş

Diyarbakır Yenişehir’de 18 yaşındaki Sümeyye Durgun, boş dairede çöp poşeti içinde ölü bulundu. Eşi Ahmet Durgun, kaybolduğunu fark edip iz sürerken siteye gidip farkında olmadan katil ile yüz yüze görüştü.

Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesi Fabrika Mahallesi’nde, 8 katlı bir binanın boş dairesinde çöp poşetine konmuş halde bulunan 18 yaşındaki Sümeyye Durgun'un ölümünde tüyler ürperten detaylar çıktı. Ahmet Durgun,eşi Sümeyye'nin katili ile yüz yüz gelmiş. Durgun, yaşadıklarını gözyaşları ile anlattı.

Cinayet şüphelisi olarak sitenin kapıcısı Siraç Kartal tutuklandı. Ona kaçarken yardım ettiği öne sürülen akrabası M.T. ise adli kontrolle serbest bırakıldı.

Olaydan bir gün önce, Sümeyye Durgun’un eşi Ahmet Durgun, eşinin kaybolduğunu fark edip yoğun bir araştırma yaptı. En son taksiye bindiğini öğrendiği eşinin izini süren Durgun, şoförden edindiği bilgilerle cinayetin işlendiği siteye ulaştı ve burada kapıcı Kartal’la bizzat görüştü.

EŞİNİN KATİLİ İLE KARŞILAŞTIĞI ANLARI ANLATTI

Eşinin o gün kendisine “Dışarı çıkabilir miyim?” diye mesaj attığını söyleyen Ahmet Durgun, “O da bana, arkadaşının yanına gideceğini kısa bir süre içerisinde döneceğini yazdı” dedi. Eşinin Et ve Süt Kurumu civarında arkadaşının onu arabayla alacağını söylediğini aktaran Durgun, taksiye bindiğini görünce utandırmamak için hemen aramadığını belirtti.

Sümeyye’ye uzun süre ulaşamayan Durgun, taksi durağına giderek eşini bırakan şoföre ulaştı. Şoför, Sümeyye’nin Adli Tıp çevresini tarif ettiğini, ama adresi tam bilmediğini, gittiği yerin bir daire olduğunu söyledi.

Durgun'un taksicinin yardımı ile 8'inci kata gittiğini belirterek şöyle konuştu:

“Eşimle mutluyduk. Eşim bana ‘Dışarı çıkabilir miyim?’ diye mesaj attı. Ben de ona çıkabileceğini ve nereye gideceğini yazdım. O da bana, arkadaşının yanına gideceğini kısa bir süre içerisinde döneceğini yazdı. Ve bana eve ne zaman döneceğimi sordu, ben de ona 2 saat içerisinde işinin biteceğini söyledim. Bu konuşmalar 23 Aralık saat salı günü saat 15.30 civarlarında oldu. En son telefonla görüştüğümde saat 15.38’di. Ondan sonra eşim Şehitlik dört yola doğru geldiğini söyledi. Et ve Süt Kurumu’nun orasına arkadaşının gelip onu araçla alacağını söyledi. Ondan sonra ben eşimin dört yolda bulunan taksi durağındaki taksiye bindiğini fark ettim. Ondan sonra ben eşim bana arkadaşının gelip onu alacağını söylediği için onu utandıracak, gücendirecek bir cümle kurmamak için hemen aramadım. Takside şoför tarafına oturduğunu görmüştüm. Bir süre sonra eşimi aradım ama telefonuna ulaşamadım. Önce mesaj yoluyla yazdım. İnternetin açık olmadığını görünce panikledim. Normal aradım. Kendisine hiçbir şekilde ulaşamadım. Ben de daha çok şüphelenmeye başladım. Yerimde duramıyordum. Orada kahvede oturmuştum. Kahvede çıktıktan sonra yani eşim taksiye bindikten sonra 2-3 saat kahvede oturdum. Kendisine ulaşamayınca sıkıntı yapıp dışarı çıktım. Parka doğru yürüdüm oralarda beklerken eşimin aramasını bekledim. Haber alamayınca eve geldim. Belki eşimin telefonu zarar görmüştür diye üst katımda oturan kaynanam da paniklemesin diye bilgilendirmedim. Kaybolduğu gün gece yarısında kaynanamı arayıp onlara gitmediğini öğrenince panikledim. Yani bu normal bir şey değildi. Eşim uzun süre telefonu kapalı tutmazdı. Can güvenliğinden endişe duydum. Polis merkezine gittim. Sonra taksi durağına gittim. Taksiciler o saatte çalışmadığı için sabah erken durağa gittim. Bir taksici bana yardımcı oldu. Ondan rica ettim. Eşimle yolculuk esnasında onu bıraktığı zaman herhangi bir bilgi duydu mu? Kiminle görüşeceğini, kiminle ne yapacağını duydu mu tarzında sorular sordum. Taksici bana, eşinin başta Adli Tıp Kurumu’nun kapısı dediğini ama belli ki adresi bilmediğini söyledi. Ondan sonra görüşeceği kişinin bayan mı erkek mi olduğunu bilmediğini söyledi. Taksici eşime atılan konumun ev mi, işletme mi veya inşaat mı olduğunu sormuş. Eşim de ‘evdir, dairedir’ demiş. Ondan sonra eşim taksici ile beraber siteye gittiğini, olayın gerçekleştiği blok olduğunu taksici bana teyit etti. Taksici 8’inci kat diye duyduğunu belki işime yarar diye bana söyledi.”

EŞİNİN KATİLİ İLE YÜZ YÜZE GELMİŞ

Bunun üzerine siteye giden Durgun, eşinin fotoğrafını site görevlilerine gösterdi. Durgun, o anları şöyle anlattı:

“Bloğa girdim. Bloğa girer girmez bere kafasında olan bir kapıcı park ettim. Çöpleri asansörden çıkarıyordu. Siyah siyah poşetlerde çöp çıkarıyordu. Ben de kapıcı olduğunu, çöplerle uğraştığı düşüncesiyle, ‘Ağabey sen buranın kapıcısı mısın?’ dedim. ‘Evet’ dedi. Dedim ki, ‘Ağabey buranın kameraları falan var mı?’ Biraz tereddüt etti falan. Ondan sonra bana dedi ki; ‘Burada güvenlik kulübesinin karşısında bir arkadaş olduğunu, onun buralarla ilgilendiğini söyledi. Öyle deyince adamı iyi niyetli olarak hissettim. Öyle düşündüm. Yardımcı oluyor diye. Ben de ona eşimin fotoğrafını gösterdim. Çöpleri toplarken dairelerde falan karşılaşmış mı, ya da ne bileyim akşam girerken karşılaşmış mı diye. Kendisi bir an tereddüt etti. Paniklemiş gibi oldu. Ama benim aklıma kesinlikle gelmezdi yani onun bu işte bir parmağı var mı yok mu diye. Ondan sonra ben eşimin taksicinin bana 8’inci kat olayını kapıcıya da söyledim. Kapıcı dedi ki; orada kimse oturmuyor. Ev anahtarlarının ev sahibinde olduğunu söyledi. Kendisinin de oradan çöp almadığını, bildiği kadarıyla boş olduğunu söyledi. Ondan sonra ben yine vicdanen rahatsız olduğum için tekrardan yukarı çıktım. 8’inci kata varınca defalarca kapıları ikisini de çaldım karşılıklı şekilde. Herhangi bir ses çıkmadı, kapı açılmadı. Siteyle ilgilenen arkadaşa ulaştım. Yukarıda boş kapısı açık olan daireleri tek tek gezdik. Ama 8’inci kata vardığımız zaman oradaki çalışan kapalı olan bu iki dairenin anahtarının kendilerinde olmadığını söyledi. Bu arkadaştan site grubuna benim eşimin fotoğrafını altına da benim numaramı yazmasını rica ettim. Kendisi sağ olsun yardımcı oldu. Görenler veya duyanlar bu numara ulaşsın diye. Ondan sonra ben oradan ayrıldım”

Durgun, yine de 8. kata çıkarak kapıları çaldı, site yönetiminden destek istedi ve eşinin fotoğrafını site grubuna gönderdi.

ERTESİ GÜN ACI TELEFON GELDİ

Ertesi gün bisiklete bindiği sırada bir telefon aldığını söyleyen Durgun, şu sözleri kullandı:

"Bisiklete binip çıktıktan sonra bana telefon geldi. Önce Engin isminde bir arkadaş beni aradı. Acilen siteye gelmem gerektiğini, poşette cansız bir bayan cesedi bulunduğunu söyledi. Ondan sonra oraya gittik. Sitenin önünde ambulans olduğunu gördüm. Kalabalığın olduğunu gördüm. Polislerin olduğunu gördüm. Kapıcıyı kesinlikle daha önce hiç görmedim. Sadece oraya taksiye indikten sonra ona fotoğrafı gösterdiğim zaman görmüştüm. Neden benim eşime kıyar? Kimseye borcumuz yoktu. Kimseyle bir alıp veremeyeceğimiz yoktu. Eşim çok iyi niyetli biriydi. Mutluyduk. Eşim amcamın kızıdır. Kaçarak evlendik. Samsun’a gittik. Daha sonra bize kucak açtılar. Kabul ettiler. Nikahımızı kıydıktan sonra Diyarbakır'a geldik. Allah eşimden razı olsun. Her zaman bana derdi ki; ‘Rabb’im seni cennetime koysun inşallah.’ İnşallah beni duyuyorsa Rabb’im onu cennetine koysun. Katilin en ağır cezayı almasını istiyorum. İdam edilmesini istiyorum. Allah hakkımızı bırakmasın. Ocağımıza ateş düşürdüler. Canımdan parçamı aldılar. Onsuz nasıl yaşarım"

KAPICI KATİL GAZİANTEP'TE YAKALANDI

Siraç Kartal’ın Gaziantep’in İslahiye ilçesinde yakalandığı, emniyetteki ifadesinde Sümeyye Durgun’la aralarında gönül ilişkisi olduğunu ve ondan çok para istediği için tartıştıklarını, ardından cinayeti işlediğini söylediği öğrenildi.

Genç kadının cenazesi Yeniköy Mezarlığı’nda toprağa verilirken, eşi “Katilin en ağır cezayı almasını, idam edilmesini istiyorum” dedi.