CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Et ve Süt Kurumu (ESK) Genel Müdürü Mücahid Taylan hakkında Macaristan’da et ticareti yapan bir firmanın ortağı olduğu iddiasını yineledi. Adem, ESK Genel Müdürü’nün görev alanıyla aynı sektörde faaliyet gösteren bir şirkette ortaklık yapmasının çıkar çatışması yarattığını savundu.
Adem, kamuoyuna yaptıkları ilk açıklamada Taylan’ın Macaristan’da et ticareti yapan bir firmaya ortak olduğuna ilişkin belgeleri paylaştıklarını hatırlatarak, Et ve Süt Kurumu’nun piyasayı düzenleyici rolüne dikkat çekti. Adem, ESK’nin vatandaşın uygun fiyata gıdaya erişiminden ve üreticinin korunmasından sorumlu kritik bir kurum olduğunu vurguladı. Bu çerçevede, Genel Müdürün aynı alanda ticari bir şirket kurmasının kabul edilemeyeceğini dile getiren Adem, şunları söyledi:
"Bu açıklamamızdan sonra kamuoyunda büyük tepki oluştu, çünkü Et ve Süt Kurumu, bu ülkenin et piyasasını düzenleyen, vatandaşa uygun fiyatla gıda ulaştırmakla görevli, üreticiyi korumakla yükümlü bir kurumdur. Bu kadar kritik bir görevin başındaki kişinin, aynı alanda kendi özel şirketini kurması asla kabul edilemez"
399 SAYILI KHK VE ÇIKAR ÇATIŞMASI VURGUSU
Adem, ESK’nin bir Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) olduğunu hatırlatarak, Genel Müdürün hâlâ yürürlükte bulunan 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olduğunu dile getirdi. Buna göre KİT yöneticilerinin, kurumlarının faaliyet alanına giren mal ve hizmetleri üreten veya satan şirketlere ortak olamayacağını, aynı yasağın eşleri ve reşit olmayan çocukları için de geçerli olduğunu belirten Adem, şu ifadeyi kullandı:
"Bu kişi sadece etik dışı davranmamış, kanunu da açıkça çiğnemiştir. Et ve Süt Kurumu bir Kamu İktisadi Teşebbüsüdür. Dolayısıyla Genel Müdür, hâlâ yürürlükte olan 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabidir. Bu KHK’nın 15. maddesi çok nettir: KİT yöneticileri, çalıştıkları kurumun faaliyet alanına giren mal ve hizmetleri üreten veya satan şirketlere ortak olamaz. Eşleri ve reşit olmayan çocukları da ortak olamaz. Bu yasağa aykırı davrananların sözleşmeleri feshedilir. Bu kadar açık bir hükme rağmen, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü gidip et ticareti yapan bir yabancı şirkete ortak olmuştur. Belgeler ortadadır. Bu yalnızca ahlaki bir çürüme değil; doğrudan bir kanun ihlalidir."
Adem, Genel Müdürün savunmasına da değinerek, Taylan’ın Türkiye’ye ürün satmadığı yönündeki açıklamasının hukuki açıdan karşılık bulmadığını savundu ve kanundaki yasağın satış faaliyetinden bağımsız olduğunu söyledi. Bu noktada Adem, şu cümleyi özellikle öne çıkardı:
"Kanunda 'satmak' değil, aynı alanda şirket ortağı olmak yasaklanmıştır."
“KOLTUKTA BİR DAKİKA DAHİ OTURMAMALI”
Adem, iddiaların yalnızca etik tartışma çerçevesinde görülemeyeceğini, doğrudan yasal boyutu bulunduğunu ileri sürerek, ESK Genel Müdürü hakkında yargı sürecinin başlaması gerektiğini savundu.
Genel Müdürün görevde kalmasının kamu vicdanını zedelediğini dile getiren Adem, açıklamasında:
"Bu kişinin 'Türkiye’ye ürün satmadım' diyerek kendini savunmaya çalışması da hiçbir anlam taşımamaktadır. Çünkü kanunda 'satmak' değil, aynı alanda şirket ortağı olmak yasaklanmıştır. Bu ülkenin et piyasasını düzenlemekle görevli bir genel müdürün, aynı alanda ticari ortaklığa girmesi; kamu gücünün kötüye kullanılması, çıkar çatışması yaratılması ve kamunun zarara uğratılması anlamına gelir. Bunun adı açıktır, hukuksuzluk. Bu nedenle açıkça söylüyorum: Biz CHP olarak savcılığa suç duyurusunda bulunuyoruz. Hukuki süreç başlatılmıştır ve bu kişinin o koltukta bir dakika dahi oturmaması gerekir. Bu mesele artık siyasetin değil, yargının konusudur. Türk milletinin sofrasına et koymakla görevli kurumların, kişisel ticaret için araç haline getirilmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu hukuksuzluğun, bu çıkar düzeninin üzerini kimse örtemeyecek. Biz bu işin peşindeyiz. Milletimizin hakkını, üreticimizin alın terini, tüketicimizin sofrasını kimseye çiğnetmeyeceğiz."
ifadelerine yer verdi.
