Bakış açıları; aksine inanmak için bir neden yoksa, bireylerin toplumsal dünyadaki olay ve eylemleri kendileri nasıl anlıyorsa diğer bireylerin de aynı şekilde anlayacakları varsayımıdır. Başka bir deyişle; yaşadığımız toplumsal ilişkiler, sistemimizi paylaşan herkesin belirli olgu ve kavramları ortak olarak doğal, iyi ve doğru olarak kabul etmesi anlamına gelmektedir.
Siyasi iktidar, yeni liberal ve muhafazakar, dini bir anlayışla eğitime şekil vermek istemekte ve bu anlayışı da toplumun kabul etmesini beklemektedir. Özellikle okullara dini eğitim ve piyasacı bir anlayış dayatılmaktadır.
Siyasi iktidarın eğitim anlamında görüşü belirleyici olduğundan, okulların piyasacı bir varlığa dönüşmesi, özellikle dar gelirli öğrencilerin aleyhine bir seyir izleyerek eşit eğitim imkanından mahrum bırakılmalarına neden olmaktadır.
Yaşanan haksızlıklar, aile içi şiddet ve sosyo-ekonomik durumların bazılarını olumsuz etkilediğinden, eğitime ve okula karşı bir tutuma neden olmaktadır. İktidarın çoğu söylemlerinde belirtilmesine rağmen aile içi şiddet önlenememiştir.
Diğer taraftan; siyasi iktidarın her fırsatta ailelere çok çocuk yapma telkinlerine rağmen onların sosyo-ekonomik durumlarında bir iyileşme görülmemesi de tartışılması gereken sorunlardan biridir.
Oysa, etkili ve sağlıklı aileler okulun amaçları doğrultusunda çaba gösterebilirler. Aile, çocuğun içinde bulunduğu topluma uyumu ve sosyalleşmesinin sağlandığı toplumsal kurumların başında gelmektedir. Ancak, üst satırlarda da belirtildiği gibi yaşananlar bizi umutsuzluğa itmektedir.
Başka bir ifadeyle, bugün yaşanan sorunlar çoğu ailenin durumu eğitime ilişkin bakış açılarını olumsuzlamaktadır.
Diğer taraftan, okul yöneticilerinin eğitime bakış açısı önem arz etmektedir. Okul yöneticilerinin atanma biçiminin tartışmalı oluşu, bakış açılarının sağlıklı olmadığını gündeme taşımaktadır. Okul yöneticilerinin atanmasında liyakat ilkesine uyulmaması, siyasi kaygılar gözetilip bazen ilahiyat vb. benzeri okulların mezunlarının atanması insan yetiştirme düzenimiz hakkında bir fikir vermektedir.
Öğretmenlerin bakış açısı önemlidir. Ancak; yaşananlar öğretmenlerin eğitime ilişkin bakış açılarını olumsuz etkilememektedir. Sözleşmeli öğretmenlik, 4+4+4 eğitim yasasıyla sınıf öğretmenlerinin branş öğretmenliğe geçişi vb. geldiğimiz durumu sanıyorum açıklıyordur.