AKP, 11'inci yargı paketi olarak bilinen, 'Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni TBMM Başkanlığı'na sundu.
AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, TBMM'deKİ basın toplantısında, yeni yargı paketi kanun teklifini, TBMM Başkanlığı'na sunduklarını açıkladı. Güler, teklifi hazırlarken etki analizi yaptıklarını belirterek, "İlk etapta yaklaşık 54-55 bin cezaevlerinde bulunan mahkumu ilgilendirdiğini, bu sayının daha sonra 90 bine çıkacağını" söyledi.
'EŞİTLİK KURALINI HAYATA GEÇİRMİŞ OLACAĞIZ'
Güler, 'İnfaz Kanunu'nda değişiklik yaptıklarını söyleyerek, "Özellikle vatandaşlarımız arasında 'Covid-19 düzenlemesi' olarak bilinen düzenlemenin eşitsizliğe neden olduğu yönünde görüşler, vatandaşlarımız ve siyasi partiler tarafından arkadaşlarımıza iletildi. Şöyle ki aynı tarihte işlenmiş olsa bile yargılamanın hızlı yapılmaması sonucunda cezası kesinleşerek ceza infaz kurumuna giren kişiler, 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla uygulanan koşullu salıverilme, denetimli serbestlik süreleriyle ilgili, bu dönemlerde cezası kesinleşmeyen hükümlüler arasında uygulama farklılığı ortaya çıkmıştı. Biz de tüm bu görüşleri, itirazları, beklentileri dikkate alarak Covid-19 düzenlemesinin kapsamını yeniden düzenledik. Bu düzenlemeyle 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yararlanabildiği, daha erken açık ceza infaz kurumuna ayrılma veya denetimli serbestliğe ayrılma düzenlemesinden 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle hükümlü olacakların yararlanabilmesi imkanını sağlıyoruz. Buna göre 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenen suçlar nedeniyle 3 yıl daha erken kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılabilecek. Ceza infaz kurumu açık ceza infaz kurumunda ise 3 yıl daha erken denetimli serbestliğe ayrılabilme imkanında getiriyoruz. Bu şekliyle beraber 31 Temmuz 2023 öncesinde hükümlere uygulanan bu idari tedbir uygulaması, 'Suç işleyenlere' ifadesini eklenmek eşitlik kuralını hayata geçirmiş olacağız" değerlendirmesinde bulundu.
Güler, "İlk etapta bu kapsamda yaklaşık 54-55 bin cezaevlerinde bulunan mahkumu ilgilendirdiğini söyleyebilirim. Önümüzdeki 1 yıl boyunca da bu kademeli olarak da mahkumiyeti kesinleştikçe, devreye girdikçe etkilenebilecek bir sayıya ulaşabilir, o zaman da 80-90 bin olabileceğini düşünüyoruz" dedi.
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR
Güler, düzenlemeyle suç çeteleri ile mücadeleyi daha etkili ve caydırıcı mahiyette sürdürmek için, 'Türk Ceza Kanunu'nun 220'nci maddesinde bir değişikliğe gittiklerini söyleyerek, "Örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda özellikle suça sürüklenen çocukların araç olarak kullanılması halinde örgüt yöneticilerine verilecek cezanın bir kat oranında arttırılmasını öneriyoruz.
Örgüt kurmak, yönetmek ve örgüte üye olma suçlarında hapis cezalarının alt ve üst sınırlarını artırıyoruz. Ayrıca toplumsal huzurun güçlendirilmesine ilişkin başka düzenlemeler de yapıyoruz. Bu kapsamda meskun mahalde özellikle yaz aylarında maalesef üzüntü duyduğumuz birçok olayla karşılaştık. Meskun mahalde silahla ateş etme suçunun cezasını artırıyoruz. Ses ve gaz fişeği atabilen silahları da bu suçun kapsamına alıyoruz. Bu suçun özellikle işlendiği, düğün, nişan ve asker uğurlaması gibi vatandaşların toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi halinde verilecek cezayı yarı oranında artırmayı öneriyoruz" dedi.
TRAFİKTE YOL KESMEK SUÇ OLACAK
Güler, trafikte yol kesme olaylarıyla sıklıkla karşılaştıklarını belirterek, "Trafikte yol kesme eylemini müstakil bir suç olarak düzenliyoruz ve bu fiiller açısından da bir yaptırımı öngörüyoruz. Hukuka aykırı bir davranışla, bir aracı durduran veya hareket etmesini engelleyen kişiye de 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesini öneriyoruz. Böylelikle kişilerin can ve mal güvenliğine kasteden şehir eşkıyalarına, trafikteki saldırganlık fiiller bakımından caydırıcı cezaların verilmesini sağlıyor ve vatandaşlarımızın da güvenliğini üst derecede sağlamaya gayret ediyoruz. Diğer taraftan kişilerin sağlığı bakımından zararlı sonuçlara yol açabilecek tehlikeli faaliyet alanlarının artması, çalışma ortamlarının kalabalıklaşması, artan nüfusa bağlı olarak insan etkileşimlerinin yoğunlaşması ve özellikle trafiğe çıkan araç sayısındaki ciddi artışlar gibi birçok durum karşısında dikkat ve özen yükümüne aykırı davranışların arttığını görüyoruz. Bu nedenle teklifimizle, taksirle yaralama suçunun ceza miktarlarını artırarak daha caydırıcı, etkin bir yaptırıma yer veriyoruz. Güveni kötüye kullanma suçunun konusunda; motorlu, kara, deniz veya hava taşıtı olması halinde verilecek cezanın bir kat arttırılmasını öneriyoruz" dedi.
KİRALIK ARAÇTAN BANKA HESABINI BLOKE ETMEYE YENİ YENİ DÜZENLEMELER
Güler, son yıllarda artan kiralık araçların geri getirilmemesi, parçalanarak araç parçası olarak satılması, parçalarının değiştirilmesi veya suçta kullanılması gibi eylemlerin arttığını gördüklerini söyleyerek, "Dolandırıcılık eylemleriyle daha güçlü mücadele edilmesi ve eylemlerin önlenebilmesi bakımından bilişim suçları ve mobil hatlara yönelik yeni düzenlemeler hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenen suçlarda ilgili banka hesabının 48 saate kadar banka ve finans kuruluşları tarafından askıya alınması, ilgili muhatabın bu konuda, 'Olur' vermesi halinde tekrar hesabın işleme alınması önünde bir imkan tanıyoruz. Çünkü suçta kullanıldığı tespit edilen paraya, adli merciler tarafından el konulması veya askıya alınması suretiyle de bir tedbir geliştiriyoruz. Aksi halde birçok hesaba aktarım yapmak suretiyle dolandırılan vatandaşımızın parasına ulaşma konusunda yaşanan sıkıntıları en azından biraz da olsa azaltmış olacağız" dedi.
'HAT SAYISINA SINIRLAMA GETİRİYORUZ'
Güler, teklifle GSM hattı aboneliğinin çipli kimlik kartıyla olabilmesi için düzenleme yaptıklarını da vurgulayarak, "Bilgi, Teknoloji ve İletişim Kurumu tarafından gerçek veya tüzel bir kişi adına açılabilecek hat sayısına ilişkin bir sınırlama getiriyoruz. Kişi adına sonsuz sayıda herhangi bir hattın alınarak bunun dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılmasının da önüne geçmeyi arzu ediyoruz. Ölen ve tüzel kişiliği sona eren kişilere ait telefon hatlarında, 3 ayda bir periyodik kontroller yapılacak ve aktif olmayanların da kullanılma kapatılması noktasında bir tedbir geliştiriyoruz. Yabancı uyruklu gerçek kişilere ait mobil haberleşme hatlarına, numara tahsisi ve kullanımında belli standartlar getiriyoruz. Diplomatik ilişkiler ve yabancı misyon görevlileri bunlardan istisna olacak şekilde bir düzenlemeyi arzu ediyoruz. Dolandırıcılık, hırsızlık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarında kullanıldığı tespit edilen telefon hatlarının şebekeyle bağlantısını da burada kesileceği noktasında bir tedbiri geliştiriyoruz. Yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından istenilen bilgi veya belgenin 10 gün içinde fiziki veya elektronik ortamından gönderilmemesi halinde banka ve finans kuruluşlarıyla, operatörlere de idari para cezası verilmesini de burada öneriyoruz. Vatandaşlarımızın ve yabancı uyruklu kişilerin yeni getirilen bu düzenlemeler doğrultusunda abonelik kayıtlarını güncellemesi, telefon hatlarını kendi üzerlerine almaları veya hattı kapatmaları için de kendilerine süre tanıyoruz. Bu düzenlemeler herhangi bir mağduriyet oluşturmaması adına da belli bir süre sonra yürürlüğe gireceğini teklifimizde belirtiyoruz" ifadelerini kullandı.
'DİSİPLİN HÜKÜMLERİNE YER VERİYORUZ'
Bölge Adliye Mahkemeleri'nin 'bozma' yetkisinin kapsamını genişlettiklerini belirten Güler, "Buna göre Bölge Adliye mahkemeleri, hükmün gerekçeyi içermemesi ve hüküm için öne sürülen hususlarda mahkeme kararıyla, savunma hakkının sınırlandırılmış olması durumlarında bozma kararı verilmek suretiyle daha etkin, daha hızlı bir yargılama sürecinde hedefliyoruz. Yakın zaman içerisinde 'Avukatlık Kanunu'nda; avukatların disiplin hükümlerine yönelik olarak AYM'nin bazı iptal kararları olmuştu. Yine bu iptal kararlara doğrusunda hukuki belirlilik, ölçülülük ve elverişlilik beklentileri noktasında 'Avukatlık Kanunu'nda da özellikle uyarı, kınama, idari para cezası ve geçici meslekten çıkarma gibi hükümlerde uygulayacak disiplin hükümlerine yer veriyoruz. Tabii her yıl olduğu gibi genel sağlık sigortası prim borçlarının tahsilinden 2015-2016 yılı itibarıyla vazgeçilmesi noktasında bir düzenlemeye teklifimizde yer veriyoruz" diye konuştu.




