Aralık 2024’te Science dergisinde yayımlanan 300 sayfalık kapsamlı risk raporunda, böyle bir organizmanın 10–30 yıl içinde üretilmesinin bilimsel olarak mümkün olabileceği ve kontrolsüz şekilde yayılması durumunda ekosistemleri ve insan sağlığını geri dönülemez biçimde etkileyebileceği belirtildi.
Raporu hazırlayan 38 bilim insanı, ayna hücrelerin bağışıklık sistemi tarafından algılanamayabileceğini, bilinen ilaçlara direnç gösterebileceğini ve gezegen genelinde doğal yaşamı yerinden edebilecek kadar tehlikeli bir biyolojik yapı haline gelebileceğini ifade etti.
Araştırmayı başlatan ekip çalışmalarını durdurdu
Minnesota Üniversitesi’nden sentetik biyolog Kate Adamala, 2019’da ABD Ulusal Bilim Vakfı’ndan alınan 4 milyon dolarlık fonla ayna hücre üretilebilirliğini araştıran dört bilim insanından biriydi. Araştırma başlangıçta yaşamın kökenini anlamak, tedavi amaçlı yeni moleküller üretmek ve süper bakterilerle mücadele etmek gibi hedeflere sahipti.
Ancak Adamala, çeşitli bilimsel alanlardaki uzmanlarla yapılan görüşmeler sonucu proje ekibinin bilimsel belirsizlikler ve potansiyel riskler nedeniyle çalışmayı durdurduğunu açıkladı:
“Sorular sorulmaya başlandığında cevap verebileceğimizi düşündük. Sonra fark ettik ki cevap yoktu.”
Ayna hücre neden tehlikeli olabilir?
Doğada tüm karmaşık yaşam kiralite adı verilen moleküler yönlülük üzerine kurulu. DNA ve RNA sağ elli nükleotidlerden, proteinler ise sol elli amino asitlerden oluşuyor. Bu yapı bozulduğunda moleküller birbiriyle etkileşime giremiyor.
Stanford Üniversitesi’nden mikrobiyolog David Relman, olası riskleri “Ayna bakteriler bağışıklık sistemi tarafından tamamen görünmez olabilir ve kontrolsüz şekilde çoğalabilir.” olarak açıkladı.
Bilim insanlarına göre böyle bir organizma: Antibiyotiklere yanıt vermeyebilir, çünkü ilaçların çoğu doğal kiraliteye göre tasarlanmış durumda, çevrede yırtıcı veya doğal dengeleyici mekanizma olmadan yayılabilir, uygun koşullar oluştuğunda istilacı tür gibi davranarak doğal ekosistemleri çökertme riski taşıyabilir. Bu senaryo belirsizlik içeriyor ancak hiçbir model tamamen riskin yokluğunu göstermiyor.
Bilim camiasında kırmızı çizgi tartışması
2025 yılında düzenlenen Manchester konferansında yüzlerce uzman, ayna organizmalarla ilgili araştırmaların nerede durması gerektiğini tartıştı. Yaşayan bir ayna hücrenin üretilmemesi konusunda geniş uzlaşı olsa da araştırmanın hangi aşamada sınırlandırılması gerektiği konusunda fikir ayrılıkları sürüyor.
Bazı bilim insanları, terapötik kullanım için geliştirilen ayna moleküllerin karıştırılmaması gerektiğini savunuyor. Utah Üniversitesi’nden biyokimyacı Michael Kay, ayna moleküllerin ilaç geliştirmede önemli rol oynayacağını belirterek şunları söyledi:
“Ayna moleküller kendi kendini çoğaltamaz ve risk oluşturmaz. Ancak tartışmalar yüzünden tıbbî ilerlemelerin yavaşlamasından endişeliyim.”
Resmî sınırlamalar yolda olabilir
2025 Şubat’ında yaklaşık 100 bilim insanı, fon sağlayıcılar ve politika yapıcılar, ayna yaşamın güvenli olduğu kanıtlanana kadar üretilmemesi gerektiğini savunan bir bildirgeye imza attı. Araştırmacılar, uluslararası düzenlemelerin gerekliliği konusunda hemfikir.
Relman, bu sürecin yalnızca bilimsel güvenlik için değil, kamuoyunun bilime güveninin yeniden inşası için de kritik olduğunu belirtti:
“Bu sefer, başımıza gelmeden önce durdurma şansımız var.”





