2025 yılının son günlerine gelinirken, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) verileri ve gazetecilik örgütlerinin raporları; gazetecilerin yıl boyunca ceza davaları, gözaltılar, tutuklamalar, adli kontrol tedbirleri, RTÜK yaptırımları ve ilan kesme baskısı ile karşı karşıya kaldığını ortaya koydu.
Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Merdan Yanardağ, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El ve TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, ANKA Haber Ajansı’na 2025’i değerlendirdi.
RAKAMLARLA 2025
Gazetecilik örgütlerinin raporlarına göre cezaevlerinde 11 gazeteci bulunuyor. 2025 Ocak ayından bu yana en az 94 gazeteci hakkında gözaltı kararı verildi. Yıl içinde 28 gazeteci tutuklandı ve daha sonra tahliye edildi. En az 55 gazeteci hakkında adli kontrol tedbiri uygulandı.
2025’te yüzlerce gazetecinin 213 ayrı ceza davasında yargılanması sürdü. 30 ceza dosyasında beraat kararı verildi. Yıl boyunca toplam 51 yıl 6 ay 24 gün hapis cezası ve 91 bin 900 TL adli para cezası verildi. Mesleki faaliyetleri nedeniyle en az 15 gazeteci sözlü saldırıya, en az 25 gazeteci fiziki saldırıya maruz kaldı. Fiziki saldırıların büyük bölümü haber takibi sırasında gerçekleşti.
Gazetecilere yöneltilen suçlamalar arasında “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma”, “yargı organlarını alenen aşağılama”, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs”, “terör örgütü propagandası” ve “terör örgütü üyeliği” öne çıktı.
Loading...
RTÜK CEZALARI VE KARARTMA KARARLARI
2025 yılında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) televizyon kanallarına 36 kez idari para cezası verdi. RTÜK, 8 farklı kararla toplam 28 kez yayın durdurma cezası uyguladı.
TELE1, “4 Soru 4 Yanıt” programında yapılan değerlendirmeler gerekçe gösterilerek RTÜK’ün 24 Temmuz 2025 tarihli kararı kapsamında 31 Ağustos-5 Eylül 2025 arasında 5 gün yayın durdurma cezası uyguladı. SZC TV ise “Para Politika” programındaki yorumlar nedeniyle RTÜK’ün 27 Mart 2025 tarihli kararı doğrultusunda verilen 10 gün yayın durdurma cezasını 8-17 Temmuz 2025 tarihleri arasında uyguladı.
RSF ENDEKSİ: TÜRKİYE 159. SIRADA
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından yayımlanan “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi” raporuna göre Türkiye, 2025’te 180 ülke arasında 159’uncu sırada yer aldı. Raporda Türkiye’nin konumu “çok vahim” kategorisinde yer aldı. RSF endeksinde Türkiye, 2002’de 99’uncu, 2016’da 151’inci, 2017’de 155’inci, 2018 ve 2019’da 157’nci, 2020’de 154’üncü, 2021’de 153’üncü, 2022’de 149’uncu, 2023’te 165’inci, 2024’te 158’inci sırada gösterildi.
YILIN ÖNE ÇIKAN OLAYLARI
Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “bilirkişi” soruşturması kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bir bilirkişi arasında geçtiği belirtilen telefon görüşmesinin yayınlanması nedeniyle 30 Ocak 2025’te tutuklandı ve Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Toktaş, 4 Mart 2025’te görülen ilk duruşmada 34 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından İstanbul ve İzmir’de düzenlenen protestoları takip eden 11 gazeteci, 24 Mart sabahı evlerinden gözaltına alındı. Gazetecilerden 7’si tutuklandı, itirazlar üzerine bir gün sonra tahliye edildi.
Can Holding bünyesindeki medya ve ticari şirketlere yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, Habertürk TV, Show TV, Bloomberg HT ve HT Sporun da aralarında bulunduğu 121 şirkete kayyum atandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “suç örgütü kurmak, nitelikli dolandırıcılık, kaçakçılık ve suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” suçlamalarıyla yürütülen soruşturma kapsamında 11 Eylül 2025’te operasyon düzenlendi. Mahkeme kararıyla şirketlerin yönetimi TMSF'ye devredildi.
Gazeteci Hakan Tosun, 10 Ekim’i 11 Ekim’e bağlayan gece İstanbul’un Esenyurt ilçesinde saldırıya uğrayarak ağır yaralandı. Tosun, kaldırıldığı hastanede 13 Ekim 2025’te beyin ölümünün gerçekleşmesinin ardından hayatını kaybetti.
Gazeteci Fatih Altaylı, sosyal medya hesabındaki YouTube yayınına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında 21-22 Haziran 2025’te gözaltına alındı. Altaylı, 22 Haziran 2025’te tutuklandı ve Silivri Cezaevi’ne gönderildi. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi Altaylı hakkında 26 Kasım 2025’te “Cumhurbaşkanına yönelik tehdit” suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası verdi ve tutukluluk halinin devamına karar verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “casusluk” soruşturması kapsamında 24 Ekim 2025’te TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ gözaltına alındı. Polis ekipleri sabah saatlerinde kanalda ve Yanardağ’ın odasında arama yaptı. Aynı gün, televizyon kanalının sahibi ABC Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık A.Ş.’ye TMSF kayyum olarak atandı. Başsavcılık, soruşturma kapsamında Ekrem İmamoğlu ve Necati Özkan hakkında da aynı suçlamayla işlem başlattı. 27 Ekim 2025’te Merdan Yanardağ ile Necati Özkan tutuklandı ve Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
YANARDAĞ: BAĞIMSIZ MEDYAYI SUSTURMAK
Tutuklu gazeteci Merdan Yanardağ, 2025 yılına ilişkin değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:
“Tarihsel ve siyasal ömrünü dolduran AKP iktidarı, devletin şiddet aygıtlarını kullanarak, yani baskı ve sindirme yöntemlerini pervasızca kullanarak tabloyu değiştirmeye çalışıyor. Bu anlamda yaptığı saldırıların başında da bağımsız medyayı susturmak ve toplumu teslim almak girişimi geliyor. Benim 'casusluk' gibi, beşinci sınıf bir kumpasla; akıl dışı bir iftira ve yalanla tutuklanmamın nedeni, siyasal ve toplumsal planda çok etkili olan bir referans kanalı niteliğindeki TELE1'e el koymaktı. Beni ve arkadaşlarımı susturmaya çalışmaktı. Bu, açıkça yasa ve hukuk dışı bir yolla kişi hürriyetini engellemek, anayasal bir hak olan basın ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmaktır. Bu suçtur. Kumpasın ikinci amacı ise CHP'nin cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için 'yedek' bir tutuklama kararı çıkarmaktı. Çünkü İBB iddianamesi daha şimdiden çöktü; iddiaları maddi kanıtlarla destekleyemedikleri gibi gizli tanık ve itirafçı ifadeleri de dağıldı. Bu nedenle İmamoğlu ve arkadaşlarının tutuklu yargılanmasını uzun süre devam ettiremezlerdi. Ancak 'casusluk' iddiasıyla verilen tutuklama kararı nedeniyle cezaevinde kalmasını sağlamaya çalışıyorlar. İktidar büyük bir korku ve panik içinde. Bu nedenle baskı ve saldırganlığını daha da artırıyor. Bu koşullarda önündeki en büyük engeli bağımsız medya olarak görüyor. Boyun eğmeyenleri susturmaya, demir parmaklıkların arkasına atmaya yönelmesinin nedeni budur. TELE1'e kayyum atanmasının ve benim tutuklanmamın da anlamı budur. Ancak boyun eğmeyecek ve bu zorbalığı da yenerek son kumpası da bozacağız.”
EL VE DURMUŞ: 2025 DEĞERLENDİRMESİ
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El, 2025’te soruşturmalar, gözaltılar, tutuklamalar ve adli kontrol tedbirlerinin gazeteciler için gündelik hale geldiğini söyledi. El, RTÜK cezaları ve erişim engellerinin yanı sıra, medya kuruluşlarında ekonomik gerekçelerle küçülme süreçlerinin gazetecileri işsiz bıraktığını ifade etti.
TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise 2025’te basın ve ifade özgürlüğünün baskı altında kaldığını, bunun toplumun haber alma hakkını doğrudan etkilediğini belirtti. Durmuş, sektörün işsizlik, düşük ücret ve güvencesiz çalışma sorunlarıyla da karşı karşıya olduğunu söyledi.